27 Ekim 2013 Pazar

Sustum! Ne kadar susulacaksa

Sustum! 
Ne kadar susulacaksa o kadar sustum! 
kendimle konuşuyorum şimdi yalnız... 
yalnız yüreğimle dokunuyorum sesime 
kimse duymuyor... 
sustum 
sustu dudağımdaki şarkı, gözlerimdeki şiir 
yaraları yalayan rüzgar 
sokaklarında kahrolduğum şehir 
gözlerim konuşuyor yalnız! 

sustum! 
bin ah sürüp dudaklarıma 
ne kadar susulacaksa o kadar sustum! 
sustu benimle deniz, 
sustu deli dalgalar, sustu martılar... 
umutlarımı sarıp rüzgarlara 
uzaklara savuruyorum her gece 
yıldız yapıp serpiyorum gökyüzüne 
kimse görmüyor... 

saçı ağarmış hayaller 
nemli kirpiklerle 
bulutlandığında gözlerim 
gökte şimşek olup çakıyorum 
kimse görmüyor... 

Sustum! 
tuz basıp yaralarıma! 
sustum 
içinde volkanlar taşıyan bir derviş gibi 
yaslanıp yalnızlığın duvarına 
gül döküp kalabalıklara 
kimsesiz geziyorum gönül ülkemi her gece 
kimse bilmiyor... 

sustum! 
sustu benimle gök, sustu dağ, sustu toprak 
acılar konuşuyor şimdi yalnız 
yaralı gönlümün sızıları konuşuyor 
tutup öldürüyorum içimdeki sevdaları bir bir 
atıyorum uçurumlardan 
kimse görmüyor 

sustum! 
saçlarını kokluyorum rüzgarların 
dudaklarından öpüyorum hayatı 
içimde incecik bir sevgi ürperiyor 
sarı hüzünler dökülüyor gönül bahçeme 
gelmiyor beklediğim bahar 
yaralar merhem tutmuyor 
gözyaşı olup dökülüyorum kaldırımlara 
mendil silmiyor 
yağmur dinmiyor 
sevdiğim bilmiyor 

sustum 
sustu benimle sarı sabır, sustu hasret, sustu zaman 
sustum 
yalnız gözlerimle dokunuyorum hayata 
kimse duymuyor 

sustum! 
İçimdeki dalgalar kabardıkça volkanlar gibi 
sustum 
sustu dudaklarım, sustu gözyaşlarım 
sustu gözlerimdeki şiir 
gönlümdeki nehir 
bulutlar haykırdı isyanımı 
şimşekler haykırdı 
sadece ben duydum 
sadece ben 

ey beşiğini sallayıp boğduğum hayat 
kucağımda büyütüp öldürdüğüm sevgi 
yaralar merhem tutmuyor 
geceler avutmuyor 
ben sustum 
acılarım konuşuyor yalnız 

ben sustum! 
susmuyor yüreğimi kavuran kasırga 
pencereme vuran yağmur damlaları 
susmuyor her gece dışarda inleyen rüzgar 
gelmiyor bahar 
kuşlar sevinmiyor 
yıldızlar küs 
ay üzgün 
güneş doğmuyor 
acılar dinmiyor 
içimde binlerce şiir kanıyor her gece 
kimse bilmiyor 

sustum! 
sustu benimle sarı sabır, sustu hasret, 
sustu hayat 
sustu zaman 
acılar konuşuyor yalnız 
acılarım konuşuyor 
kimse duymuyor... 
duymuyor... 
duymu... 
duy... 

Nuri CAN 

Suskun

Sustum...

boşluğun en yalın adı,
sensizlik...
sensizliğin diğer yarısı,
ben...
sürgünlere vurmuş bir yürek,
bir süvari cehennem yolcusu...

ve senden geriye,
bin süvari ezmiş suskun dillerim...

19.09.2005

Sustummmm

Sustum
Sustum

Sustum Ağlamadım

Sustum Ağlamadım...

Ardından ağlamadım,
ağlamadım inan...

Sustum sadece,
sustum kendime...

Ayışıgında geceye
durdum...

Şafakla gündüze
yürüdüm...

Bende bıraktığınla,
senden çok uzaklarda; sağanaklara tutuldum... 

Ve işte sustum

Ve işte sustum
Saklandım kelimelerin arkasına..

Kimse görmesin
Söyleyemediklerimin verdiği acıyı

Kimse duymasın
İçimde biriktirdiğim hüznümün tınılarını

Kimse bilmesin
Bir mum gibi yavaş yavaş eridiğimi
Etrafıma ışık vererek bittiğimi...

Çığlık çığlığa isyanım
Hapsolmuş bedenimde...
Sıralanırlar bir bir dilime 
Ama yok dökülemez ağzımdan
Ateş olur yutarım
İçimi yakar ama ben gene susarım..

Ve işte susturdum...
Susturdum kalbimi
Onun da benim gibi susması gerekti 
Çünkü YENİKTİ...
Bütün cümleler ordu olsa dahi
Hangisi onu zafere taşıyacaktı ki?
Mağlup oldu bir kere
Yenilgisinin bayrağı çekildi göklere...
Artık diyecek söz yok
Tek taraflı savaşın sonunda 
Mağlup olanın payına düşer susmak,susturmak
Ben mağlubum sustum
Mağlup olan kalbimi de susturdum...

Sustum

Sustum
Susmaktı suçum sana oyle diyordun
Oysa ben sana hiç susmadım.
Sustuğum sen değildin
Yaşadıklarıma ve yaşayamadıklarıma sustum.

Gülemediklerime ve ağlayamadıklarıma,
Bulupda sevinemediğime sustum.
Yitiripde bulamadıklarıma,yazıpda söyleyemediklerime,
Söyleyipde anlatamadıklarıma sustum.

Akamayan gözyaşımın taş oluşuna,
Elinden teninden nefesinden ayrılığa sustum.
Hayatın hep alışına,gönülsüz verdiklerime
Gücümün yetemediklerine geri getiremediklerime sustum.

Senin sana sustuğumu haykırmana sustum.
Senli uyumadığım geceye seninle uyanmadığım sabaha sustum.
Can verene can veremediğim her anın ömür oluşuna,
Yitirdiğim evlat diyenin sesine sustum.

Tüm bunları susarken tek nefesimin tükenişine,
Hayat kerelerce ırzıma geçerken seyredene sustum.
Kaybettiğim kana yitirdiğim cana sustum.
Oysa sana susuyordum.

Toprağın susadığı gibi nefes gibi su gibi
Herşeye susmuşken sana susuyordum kadınım.
Sevmekten aşktanda ötesi tek duyanıma susuyordum
Sense sustuğumu söylüyordun dediğin gibi olsun.

Sustum.
 
Mustafa Hakan Sural