3 Nisan 2012 Salı

ne kadar kalabalık yanlızlığımız

sessiz ve mükemmel bir gece.
ve biri eksik
biri herzaman eksik
biri, geldiğinde bile eksik
öyle eksildik ki yaşarken,
bize dokunan herkesi eksiltiyoruz.
yalnızlığımızla çoğalıp kalabalığımızla eksiliyoruz
ve öylesine kalabalık ki yalnızlığımız.
ne yana dönsek kendimize çarpıyoruz.

hayat bize hep aynı şeyi öğretiyor
´´ mükemmel biri yok.
hepimiz kendimizde olmayanı arıyoruz.
ve hepimiz ancak kendimizde olanı buluyoruz.
gökyüzü karanlık ve yıldızlar parlıyor.
Dürüst olduğunu söyleyenlerdenmi korkmalıyız,
yoksa yalancı olduğunu söyleyenlerden mi?
Kendimizi kimden sakınmalıyız?
Ve kendimizi sakınmalımıyız?
Neden dürüst birine ,
güvenebileceğimiz birine
bu kadar ihtiyacımız var.
Kendimize ve dürüstlüğümüze güvenemediğimiz için mi?
Bizi dürüstlüğün gerçekten var olduğuna inandırması
bizide dürüstlüğün güvenilir sularına çekmesi için mi
insanlara dürüst olmaları için yalvarıyoruz.?

Hiç yalan söylemeyen belkide
başkasının yalan söyleyebileceğini hiç düşünmez.
ihaneti aklından geçirmeyen
başkasının da ihanetinden o kadar kuşkulanmaz

Ve ne kadar kalabalık yalnızlığımız.
Herkeste kendimize çarpıyoruz.
Kara ipekten bir yorgan gibi üstümü örtüyor,
iğde kokuları,limon çiçeklerinin incecik kokusu,
kızıllığı karanlığın içinde bile sezilen sardunyalar,
minicik saplarının ucunda sessizce duran minicik güller,
çiçeklenmemiş bir hanımeli.
sessiz sakinve mükemmel bir gece.
ve,
ne kadar kalabalık yalnızlığımız.
ne tarafa dönsek kendimize çarpıyoruz.....



ahmet altan

Hiç yorum yok: