8 Ağustos 2013 Perşembe

Sözcüklerim Ağır Gelir Önce Sustuklarımı Sindir

Konuşuyorsam, anlatıyorsam değer veriyorsam bil ki bir sebebi var. Konuşmaya devam ettiğim sürece korkmana gerek yok ama susmuşsam, görmüyorsam, duymuyorsam ya da öyleymiş gibi yapıyorsam bil ki bunun da geçerli bir sebebi var.
Duyumsanmamanın acısını yüreğinde hissetmek istemiyorsan susmama sebep olma! Susmuşsam sen de sus ki; yanardağ olmuş içimin katmanlarında oluşan basıncı boşaltmam gerek, lavlarım önüne geleni silip süpürmek için can atarken önüme çıkmaya çalışma, lavların altında yanma!
Susmuşsam; pimi çekilmiş el bombası gibidir yüreğim patlamak için pusuya yapmış asker gibiyim. Menzile girme, hedef tahtası olma, var git yoluna başın göl, ayağın pınar olsun yeter ki uzak dur hışmımdan…
Susmadan önce söylediklerimi anlayamadın, defalarca sinyal verdim ama sen renk körü olduğundan hep kırmızı ışıkta geçmeyi yeğledin. Ehliyetine el koyuldu bundan bile bihaber yaşadın. Şimdi susuyorum diye kabahati yanlış yerlerde arama renk körü! Bulamazsın…
Sınırlarımı aştırmam dedim, anlamadın. Haddini bilmezsen ben bildiririm dedim onu da anlamadın. Laf altında kalmaktansa taş altında kalmayı yeğlerim, aksi fıtratıma ters düşer dedim yine anlamadın. Bugüne kadar tükürdüğümü hiç yalamadım dedim, korkarım bunu da anlayamadın. Korkak, pasif, negatif, kompleksli ve ezik insanları sevmem dedim, başkalarını örnek veriyorum sandın üstüne bile almadın. Anlayamadın, anlayamayacağını anladığım gün sustuğum gündü!
Sözcüklerim sana beş gömlek büyük geldi giymedin, giydirmek için de zorlamadım. Biliyordum ki eğer zorlayarak giydirseydim üzerinde emanet duracak zaten yakışmayacaktı, sustum…
Az önce okuduklarının hepsini unut, önce sustuklarımı sindir…

Hiç yorum yok: