Yürürken yokluğa…
Gecenin en yetim saatleri….
Ve şehir tüm ışıklarını yok oluşa kapatıyor dirhem dirhem,
Ben siyaha birazda geceye çalan odamda,
düşüncelerimin korsan yürüşündeyim, hüznün sessizliğinde..
Baştan aşagı kelimler dökülürken bedenimden, beynim düşünür tüm acizligiyle
VE.....
ayaklarım yürümeye başlar, griye birazda siyaha çalan daracık odamda…..
Yüzümü tırmalarken suskularımın ezikliği,
Sırtlanır aciz bedenim küçük intiharlarımı tüm soğukluğuyla
ve baştan aşagı kırmızılıklar
dökülür damarlarımdan, soğukluğunda kalırım hayatın, tam ortasında…..
DÜŞÜYORUM.....
Yeşile birazda maviye çalan odamda….
Adım adım çırılçıplak düşüyorum
ciğerim nikotin tutukluğunda
biliyorum bu
SON.....
duman kırmızıya çalacak belkide orda kalacak…
Düşünürken ölüyorum, en intihar yerindeyim aklımın…
sonradan gelen beş para etmez mutluluklar gibi, sonradan gidiyorum….
Bir oda dolusu çığlık içersinde..
ah!! bir uzansam şu pencereye, haykıracak ne çok şeyim var oysa…
ah bir kalksam…
Hayat artık sana susuzluğunda susuyorum ve şimdi çok
UZAĞIM.....
Artık kalem avare kağıdın üstünde, kağıt kaleme soğuk, kalem kağıda
ve bende bu savaşın tam orta yerinde,can çekişiyorum kimin umurunda…
dipteyim ve artık suya yazıyorum..
Bulanıklığında bölüyorum hayatı
’’VE O AN GELİR.....
paldır küldür yıkılır tüm bulutlar’’ göz uçlarımda
ve uzaktan o çok sevdigim şarkı gelir konar dilimin ucuna; odam kireç tutmuyor..
odam ellerimden de tutmuyor düşlerimden de..
klasik bir film şeridi eskiliginde kalıyorum yaşamın,
beynim iflas etmeden gözlerim kapanmaya başlıyor
Ölen pişman ölürmüş ama çok geç….
düşüyorum ve burda ölüyorum, hayatın tam orta yerinde
YAVAŞ YAVAŞ ÖLÜYORUM.....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder